12 Mayıs Perşembe günü Mahir Güven’in Arda Sanat Galerisi’nde Yıldızevler, Hilal, Şehit Mustafa Doğan Caddesi 84/A, 06550 Çankaya/Ankara açılacak olan kişisel sergisinde sanatçının son beş yıl içinde ürettiği beş ayrı tema ile ilgili eserlerini görebilirsiniz.
Mahir Güven bu sergisi için 25 eserini yeni üretmiş.
“Sergide 2018’de başlayan ‘Yorgun’ serisinden dört adet resim bulunuyor. Bu resimlerde boşlukta yüzercesine kendisini bırakmış yorgun kadın bedenleri adeta günümüz insanına bir gönderme yapıyor. Resimler, gelişmekte ve sıkışmakta olan yeni yaşam sıkıntılarına bir örnek niteliğinde. Sanki yalnızlığın çaresizliğin sözünü söyler gibiler. 2000’li yılların başında Güven’in resminde ‘Duvar’ları görmekteyiz. Serginin genel hikâyesini oldukça dramatik bir dille etkileyen dört ‘Duvar resmi’ seçkinin içerisinde yer alıyor. Eserler, Platon’un sanki ‘Yıkılması en zor duvar kalbinizdedir’ sözünü hatırlatıyor. Duvarın her iki tarafı diğerine özenle bakarken, tekinsiz bir yaşamın içerisinde. Bu resimler de yine kadın bedeni üzerinden sanki bizi bizle yüzleştirmekte. İronik bir dille yağlı boya ‘Sfumato tekniğinin (Resimde sert ana hatların olmadığı teknik)’ kullanıldığı eserlerde sanatçının özenli işçiliğini görmekteyiz. Mahir Güven kendisi ile ilgili bir yazıda, ‘Ben çağdaş resim yapmıyorum, çağ benim resmimi yapıyor’ demişti. Geliştiğini varsaydığımız yaşamın içerisinde çağdaşlığa bir tür alaycı bu yaklaşım, gereksiz zorlamaların, çağdaşlık adına geleceğe de kalmayacağının bir iddiası niteliğinde. ‘Portreler’ sergide sunulan bir diğer seçenek. Güven, her sergisine modelden yapıldığını düşündüğümüz üç portre koymakta. Gözlerini seçemediğimiz bir bakışla göz göze geldiğimiz portreler tüm hikayeyi sessizce kulağımıza fısıldar gibiler. Hikâyenin yazarı ise yine izleyicidir ki, kendini bir başkasının yüzünde görebilir.
Sergide en fazla parça, on adet ile ‘Uzak’ serisinden. 2021’de başlayan bu seri, eve kapanmış, hemen yanındakilere ne kadar uzak ve uzakta olanın ne kadar yakın olduğunun sorgulandığı dönemin ürünleri. Bu on resim sanki sanatçının son beş yılının da özeti gibi.
‘Atamadıklarımız’ da resimlerde yer bulurken biriktirdiklerimiz gibi her şey objeler üzerinden anlam kazanmakta. Tuvallerde sanki üç alan var: Güven’in tuvaline girmeye hak etmiş olanlar, yavaş yavaş kaybolmakta olanlar ve doğa parçası gibi görünen perspektifin yanılgısı. Bazen aynı bedende ama farklı sözleri olan, yanındaki ile uzak olmuş veya uzaktakinin özlemi içerisinde olan konuları betimleyen vücutlar.”
0 Yorum