Türkiye genelinde eğitimde şiddet olayları giderek artış gösteriyor. Bu durum, öğrenciler, öğretmenler ve veliler için ciddi endişe kaynağı haline gelmiştir. Özellikle öğretmenlere yönelik şiddet vakaları, eğitim camiasını derinden sarsıyor. Son zamanlarda yaşanan bir olay, tüm ülkede şok etkisi yarattı: İstanbul'da 17 yaşındaki Irak uyruklu bir öğrenci, okul müdürünü vahşice öldürdü. Bu trajik olay, eğitimde şiddetin ne denli ciddi bir sorun olduğunu gözler önüne serdi.

Eğitimde şiddetin artmasıyla birlikte sendikalar, Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrıda bulunarak öğretmen ve eğitimcilere yönelik şiddeti engellemek için adım atılmasını talep etti. Bu talepler doğrultusunda, sendika üyesi çok sayıda öğretmen, cuma günü derslere girmeme kararı aldı. Bu eylemle, eğitimde şiddete karşı farkındalık yaratılması ve gerekli önlemlerin alınması amaçlanıyor.

Eğitimde şiddet vakaları sadece öğretmenlere yönelik değil, zaman zaman velilerin öğretmenlere saldırıları da gündeme geliyor. Geçtiğimiz günlerde bir kadın öğretmene veli tarafından yapılan saldırı, kameralara yansıyarak, eğitimde şiddetin boyutlarını bir kez daha gösterdi. Bu ve benzeri olaylar, toplumda büyük tepkilere yol açıyor ve eğitimde şiddetin önlenmesi için acil çözüm yolları aranıyor.

Eğitimde şiddetin bu denli artması, öğretmenlerin ve eğitimcilerin iş güvenliğini tehdit ediyor. Öğretmenler, yıllarını eğitime adadıkları öğrencilere karşı şiddet görmeleri, mesleklerini icra etmelerini zorlaştırıyor. Bu durum, eğitim kalitesini de olumsuz etkileyerek, öğrencilerin akademik başarısını ve psikolojik sağlığını tehlikeye atıyor.

Bu cuma günü gerçekleşecek olan iş bırakma eylemi, eğitimde şiddete dikkat çekmek ve bakanlık nezdinde gerekli önlemlerin alınması için bir fırsat sunuyor. Velilerin ve öğrencilerin bu eylemi dikkate alarak hareket etmeleri, eğitimde şiddetin önlenmesi adına atılan adımlara destek olacakları anlamına gelir. Eğitimde şiddetin önüne geçilmesi, sadece öğretmenlerin ve öğrencilerin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur.