Türkiye’de öğretmenlerin ekonomik sorunları 1940 yılından beri çözülebilmiş değildir. Öğretmenler hemen her dönemde ücret bakımından, kamu görevlileri arasında, 7 ve 8. sıralarda maaş almışlardır. Öğretmenlerimizin birçoğu, öğretmenlerin ücret sisteminin bir düzene bağlanmadan, eğitimde niteliği artırıcı çabaların fazla bir olumlu sonuç vermeyeceği görüşündedirler. Ayrıca, hemen her dönemde, özellikle büyük şehirlerde, öğretmenler ikinci bir iş yapmak durumunda kalmışlardır. Bundan dolayı öğretmenliğin mesleki statüsü ülkemizde gitgide azalmaya başlamış, öğretmen yetiştiren kurumlar üniversite tercih sıralamalarında uzun yıllar son sıralarda kalmışlardır. Buna paralel olarak, yetenekli öğretmenler de meslekten ayrılmışlar ya da başka işlere gitmişlerdir, öğretmenlerden özellikle kırsal kesimde görev yapanların çoğunluğu ücretlerini zamanında alamamışlar, bu da onların yaptıkları eğitimi etkilemiştir. 1940 yılından sonra öğretmen ücretleri sürekli olarak artmış, fakat enflasyonun ve geçinme endekslerinin altında kalmıştır. Örneğin dolar bazında ortalama bir öğretmen, 1940 yılında 45$ alırken, gürümüzde bu rakam 300$’in üzerine çıkmıştır. Fakat diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda, birçok ülkedeki, öğretmen maaşlarından çok düşüktür. Bu da öğretmenleri olumsuz yönde etkilemiş, öğretmen yardımlaşma kurumları da öğretmenlerin maddi açıdan geliştirilmelerine pek fazla yardımcı olamamışlardır.
Son yıllarda, öğretmenlik mesleğini çekici kılmak için bazı çalışmalar yapılmaktadır, burslu öğretmen adayları yetiştirilmesi, öğretmenlerin ek ders ücretlerinin artırılması, yardımlaşma kuruluşlarının düzenlenmesi, maaşlarda genel ortalamadan daha fazla artış sağlanması, eğitim öğretime hazırlık için bir kereye mahsus tazminat verilmesi, özellikle kalkınmakta olan bölgelerde çalışanlara kolaylık sağlanması gibi konular ele alınmaktadır. Genel olarak, özellikle 1990 yılından sonra öğretmen ücretlerindeki reel artışların, kamu kesiminde çalışan diğer memurlara göre daha fazla arttığı bu anlamda, öğretmenler lehine bir durum olduğu kabul edilmektedir. Şöyle ki. 9/1. kademeden bir öğretmenin ortalama maaşı, 1994 yılı Ocak ayı rakamlarıyla, yaklaşık 4.800 000 TL (Ek ders ve vergi iadesi hariç), aynı kademeden bir memurun maaşı, ortalama 3.650.000 olarak kalmıştır. Kuşkusuz bu rakamlar öğretmenlerin ücret bakımdan yeterli bir ücret aldıklarını göstermemektedir. Yine, geçinme endeksleri dikkate alındığında, öğretmen maaşlarının bu endeksin gerisinde kaldığı ortaya çıkmıştır. Bundan başka, özellikle maaşı doğrudan etkileyen, terfi ve atama sistemi bakımından da öğretmenler maddi kayıplara uğramışlardır. 2020’li yılları yaşadığımız şu günlerde, tıpkı Cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi öğretmenlerimiz, ekonomik açıdan güçlük çekmeye ve maddi açıdan sorunlar yaşamaya devam etmektedir. Bu, kuşkusuz hem öğretmenlerin eğitimsel verimliliklerini, hem de gelecek kuşakların aldığı eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkilemektedir.
MEB Dergisi
Erken kapatmak için tıkla Reklam saniye içinde kapanacak 18saniye
Eğitim Öğretim gibi çok ama çok önemsiz bir hizmeti ifa ederken tam da hak ettiği şekilde değer gören bir meslek dalı olduğunu zaten biliyoruz fakat hiç değilse eski zamanların kölelerine reva gördükleri asgari karın tokluğu seviyesinin günümüzdeki karşılığı olan asgari yaşam standardından yani sefil köle durumundan en azından yoksulluk sınıfına yükseltilmek iyi olacaktır.. DEVLETİN İZZETİNİN MÜMESSİLİ OLAN MEMUR SINIFININ en azından yoksul ama gururla devletini temsil eder bir yaşam standardına ulaşmasını temenni ediyorum..
Öğretmenler Toplum İçin Neden Önemlidir?-https://mebhocam.com/ogretmenler-toplum-icin-neden-onemlidir/
Sonuna kadar okumanınızı öneririm. Ama bazı kalıpların neden değişmediği son paragrafta yazıyor.