Osmanlı devletinin ikinci hükümdarı olan ve 1326’da taç giyen Orhan Gazi’den başlayarak, “erken dönem padişahları”nın tümü Yunancayı ikinci veya üçüncü dil olarak konuşurlardı. Osmanlı padişahları Yunanca mı konuşurdu?
Anadolu’nun Türklerden önceki ortak dili, orada yaşayan herkes tam olarak Helen olmasa da Yunancaydı. Türklerden sonra, Anadolu’da büyük demografik değişiklikler olmasına rağmen, bölgede ticaret dili hala Yunancaydı. Daha sonra bunun yerini Türkçe aldı ama bu uzun bir süreçte oldu. Dolayısıyla Anadolu’da kurulmuş bir devletin hükümdarının Yunanca bilmesi doğaldır.
I. Murad’ın (Hüdavendigar) tahta geçtiği 1361 yılından itibaren Osmanlı Devleti, Anadolu’da bölgesel bir devlet olmaktan çıkıp bir Balkan imparatorluğu haline gelmiştir. Ancak bu, devletin kalbinin hâlâ Batı Anadolu’yu kapsayan bölge olması nedeniyle Yunanca bilme zorunluluğunu değiştirmedi. Balkanlar veya Rumeli’nin Osmanlılar için en değerli bölge olması çok sonraları oldu. Ayrıca Rumeli’nin büyük bölümünde Rumca konuşan bir nüfus vardı.
Bizans hanedanıyla akrabalık I. Murad (Theodora Kantakuzini) ile başlar. Osmanlı’nın Balkanlardaki yayılması da onunla başlar. Osmanlı devleti tarafından “kucaklanan” Ortodoks nüfusun gözünde, Bizanslılarla akrabalığın getirdiği bir “meşruiyet” meselesi olduğu açıktır.
Fatih Sultan Mehmet döneminden sonra Osmanlı şehzadelerine yönelik yabancı dil eğitimi Batı dillerinde Yunancadan çok İtalyancaya kaymış görünmektedir.
Ancak Rumca konuşan Osmanlı padişahlarından bahsederken II. Mehmed’i ayrı ele almamız gerekiyor. Çünkü orada işler biraz farklılaşıyor. Mehmet sadece Yunanca konuşmayı değil, Klasik Yunancayı da biliyordu. İkisinin arasında bir fark var. Klasik Yunancayı coğrafi ve demografik nedenlerle öğrenmiyorsunuz, akademik nedenlerle öğreniyorsunuz. Mehmed’in özel kütüphanesinde Johannes Dokeianos’un 1462’de hazırladığı İlyada’nın bir nüshasını gördüğümüz için biliyoruz. Eski Yunanca olan bu yazı, kenarlara notlar alınırken okunmuştur. Herhangi bir hükümdar şöyle dursun, zamanının dünyasında eski bir Yunanca yazımı bu şekilde okuyabilen çok az bilgin vardır.
Dolayısıyla Mehmed’in durumu bu konuda belirgindir.

0 Yorum