Zehirli fırçasını kaptığı gibi, ilk önce beyaz renge daldırdı. Rüzgarda, hem saçları uçuşuyordu hem de elinde ki fırçadan damlayan boyalar. Bir kapı mı çizmeliydi önce yoksa taş duvarları mı? Kendi kendine söylenirken, usta yazar yanına sokuldu,
-Yine hangi hayal alemlerinde geziniyorsun
Akhilleus’un kan kırmızısı başlığını işaret ederek,
-“Truva’yı çizeceğim” dedi. Sırtını yaslayarak, mor salkıma.
Usta yazar da, mor salkımın bedenine sarılırmış gibi görünen dalına yasladı kollarını. Rüzgarın Asi Kızı, esintiyle beraber mor salkımın kokusunu içine çekerek;
-Hocam, peki ya burada, Çanakkale’nin tarihsel mekanı Yalı Hanında Akhilleus ile Hektor’un o efsane savaş sahnesini resmetsem.
-Gel sana buranın tarihsel sürecinden bahsedeyim.
Derin bir nefes çeker, o anda avlu da ki kahveciden gelen keskin kahve kokusunu alır.
Tarihsel sürecimizi, tarihimizin vazgeçilmezi Türk kahvesi eşliğinde anlatayım diyerek
kahveciye seslenir ve üç Türk kahvesi getirmesini söyler.
-Hocam, üçüncü kahve kim için diye sorar merakla
Usta yazar, Madam Kety’e der.
1860’li yıllardan günümüze, ayakta olan yapı garaj olarak hizmet vermiş, daha sonra han olarak faaliyetine devam etmiş, Çanakkale’nin üç tane hanından geriye kalan tek hanıdır. 1950’li yıllarda kısmi bir de yangın geçirmiş. Bulunduğumuz bu alt kat, ahır ve hizmet sunumunda, üst katlar ise otel amaçlı kullanılmıştır. Ahşap direkleri ve üst katın yer zemini orijinal halindedir.
-Peki bu kocaman avlu da, atlar, develer mi bağlıymış?
-Evet, dahası Girit’ten Çanakkale’ye göç ederek yerleşen Ahmet Turhanlı, 1920 yılında hanın bir odasında karaca beslermiş. Karacalar acıktığında arka kapıdan çıkarlar, o zamanlar karşı sokakta bulunan manavdan yerler ve Hanın işletmecisi Ahmet ağa da hesabı ödermiş manava.
1980 de bir tadilat geçirdikten sonra 1997 de bir kez daha revize edilmiş.
ilk Truva kazılarını yapan Heinrich Schliemann’da o dönemde burada kalmış.
Heinrich Schliemann, Alman tüccar ve amatör arkeologdur. Heinrich Schliemann İliada’yı iyice okuyup inceledikten sonra, Homeros’un anlattığı Troia’nın, yani İlios kentinin, Çanakkale Boğazı’nın güneyinde yer alan, 100×250 metre boyutlarındaki Hisarlık Tepesi’nde aranması gerektiğine inanmıştır.
Henriette (Hettie) Beatrice Grech (Madam Kety) 1902 yılında Çanakkale’de doğmuş, hayatının büyük bölümünü çok sevdiği Çanakkale’de geçirmiştir. Hettie (Madam Kety) Çanakkale şehir merkezinde Mehmetçik Bulvarı’nda yer alan Bebekli Evlerin bulunduğu sokaktaki evlerden birinde doğduğu halde, uzun yıllar günümüzde Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan konakta yaşamıştır. Konak 1902 yılında Hettie’nin babası Alfred R. Grech tarafından Necip Paşa’nın varislerinden satın alınmıştır. Malta Adasında yaşayan köklü Grech ailesi Çanakkale’ye 1860 yıllarında gelmiş, Çanakkale Boğazı’nda (Gelibolu dahil) 1. Dünya Savaşı’na kadar gemicilik / gemi ticareti (sigortacılık, buharlı gemi acenteliği, kurtarma gemiciliği, küçük gemi inşaat ve tamiri) işleri ile uğraşmışlardır. İngiliz vatandaşı olan Alfred R. Grech 1864 yılında Çanakkale’de doğmuştur. Buharlı gemi acentesi ve kurtarma gemilerinin sahibi olan Alfred R. Grech 1908-1914 yılları arasında ABD konsolosluğu yapmıştır. Hettie Grech yani Madam Kety’in İngiltere’de eğitim gördüğü söylenmektedir. 1. ve 2. Dünya Savaşı yıllarında yurt dışında yaşamış, savaş yılları haricinde annesi Maria ile birlikte günümüzdeki Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan binada hayatlarını sürdürmüşlerdir. Popüler ve renkli bir sima olarak kentin yeni gelişen sosyal ve kültürel hayatında yerini almış, balolara ve pikniklere katılmıştır. Halk Bahçesi’nde ata binen, hem yerliler, hem de yabancılar tarafından tanınan ve sevilen bir kişilik olmuştur. Çanakkale’de “Madam Kety” olarak bilinen ve kentlilerin güzellik ve makyaj ustası olarak hatırladığı Hettie hiç evlenmemiştir.
1950’li yıllarda annesi ve İngiltere’de yaşayan kardeşi Richard vefat edince Çanakkale’deki Grech ailesine ait malların hepsi tek varisi olan Hettie’ye miras kalmıştır. Günümüzde Güzel Sanatlar Galerisi olarak bilenen evde uzun yıllar yalnız yaşamıştır. Yemeklerini hep dışarıda yemiş, zamanla yavaş yavaş arkadaşları azalmaya başlamıştır. Bir meslek sahibi olmayan Hettie sadece birkaç ev tarlasından gelen geliri ile geçinmiştir. Gönüllü işler yapmış, fakat hiç ticaret ile uğraşmamıştır.
Günümüzde Güzel Sanatlar Galerisi olarak kullanılan konak 1976 yılında Kültür Bakanlığı tarafından eski eser olarak tescillenmiş, 1981 yılında da Kültür Bakanlığı’nca kullanılmak şartı ile 99 yıllığına Maliye Hazinesine tahsisi yapılmıştır. Hettie, sevimliği köpeği “Bobby” ile başka bir evde yaşamaya devam etmiştir.
Yıllar geçmiş Hettie hastalanmış ve tedavi için İstanbul’a gitmiştir. Son yıllarını Beyoğlu’nda Tepebaşı J. Vatan Hastanesi’nde mutluluk içinde geçirmiştir. Bu hastanenin sahibi ve Universal Hospitals Group kurucusu Dr. Azmi Ofluoğlu tarafından ölümüne kadar Hettie’ye çok iyi bakılmış, bütün ihtiyaçları karşılanmıştır. Bunun üzerine Hettie teşekkür etmek için bütün mal varlığını vasiyetinde Dr. Azmi Ofluoğlu’na bırakmıştır. Onun adını yaşatmak için ise Dr. Azmi Ofluoğlu 2010 yılında Karaköy’de “Hettie Hotel”i açmıştır. Hettie Grech popüler ve renkli kişiliği ile sosyal hayata katkıları sebebiyle Çanakkale’nin hafızasında yerini almıştır. Yıllarca hayatını sürdürdüğü günümüzdeki Güzel Sanatlar Galerisi olarak bilinen konak ise “Madam Kety” evi olarak yaşatılmaya devam etmektedir.
harika anlatım teşekkürler
Güzel düşünceleriniz için ben de teşekkür ederim.