Memur sendikacılığı bugünlerde zor bir sınav veriyor. Tarihin kırılma noktasında asıl işlevi üyesine kazandırmak olan sendikalar, bir yandan yok olan meslekler, dijitalleşme ve robotların tehdidi altında geleceğe hazırlanırken, diğer yandan güncel problemlerle, birbirlerine karşı adeta köşe kapmaca oynuyorlar. Daha doğrusu yetkili sendika olarak hem yetkinin hakkını vermeye hem de yetkisiz ve sorumsuz sendikaların haksız ve yersiz saldırılarından kendimizi korumaya çalışıyoruz.
Bu küçük sendikalardan, terörle arasına mesafe koymadığı için ayrıldığı sendikadan kendini farklı gösterme çabası içinde olan sendika, ne yapsa kimse inanmıyor, çünkü geçmişte yaptıkları peşlerini bırakmıyor. On yıl önce aldığımız sivil kıyafet eylem kararımıza karşı, mülki amirler ve yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını unutarak, şimdilerde özgürlük havarisi kesilmişler. Özgürlükler adına, dini ve milli değerlerimizi yaşatmak adına hangi adımı attıysak karşımızda durdular, mahkemelere taşıdılar. Eylemleri bile inandırıcı değil. Toplu sözleşme devam ederken değil, birileri ülkeyi karıştırmak için sokağa çağrı yapınca eylem yapma geleneğinden geldiklerini bir kere daha göstermiş oldular.
Başından beri oturdukları toplu sözleşme masasına, imzaların atılacağı son gün oturma cesaretini gösteremeyen diğer bir sendika yöneticileri ise, ekonomik savrulmayı, yaşadıkları teşkilat içi kargaşayı örtebilmek için kullanma çabasında. Yıllardır ehliyet liyakat dediler, üyelerinin, ehliyetsiz ve liyakatsiz görerek oy vermediği ne kadar yönetici varsa görevde tuttular. Bu dönemde yapabilecekleri en iyi iş köşelerine çekilip, sendikal mücadele tarihine bıraktıkları kara lekeden nasıl kurtulacaklarını düşünmek olmalıydı.
Şartlar ne kadar zor olsa da üyesi için yerine göre eylem yapmak, yerine göre diplomasiyi konuşturmak, çözüm bulmak, kazanım üretmek Memur Sen’in işidir. Otuz yıllık memur sendikacılığında üyenin ve ülkenin hayrına ne yapılmışsa Memur Sen yapmıştır. Yine biz çözeceğiz, ek zam alınacak ve kayıplarımız telafi edilecekse yine biz yapacağız. Diğerleri sadece polemik üretecekler, yaşayıp göreceğiz. Her karşılaştığımız yerde bu küçük sendika temsilcilerine soralım, bugüne kadar bize bir kurşun kalem kazandırdınız mı?
Evet, ülkemiz zor günler geçirmektedir, sıkıntılarımız vardır, ancak geçmişte yaşadıklarımızı bize kimse unutturamaz. Yasakların kol gezdiği, yargıçların genelkurmayda esas duruşa geçtiği, kaynaklarımızın bir gecede paylaşıldığı, bankaların talan edildiği o kara günlerde; millet iradesinin, emeğin, alın terinin, sorgusuz sualsiz işinden atılan memurun, okuluna alınmayan öğrencinin, geleceği karartılan esnafın yanında durmayan ancak bugünlerde cici çocuk rolüne bürünen bu üst aklın güdümlü sarı sendikalarını unutmadık. Biz var oldukça ve bizim bu sendikal hafızamız yaşadıkça, peşinizi bırakmayacak ve sizi her defasında sicilinizle yüzleştirmeye devam edeceğiz.
Talat YAVUZ
Memur Sen İstanbul İl Başkanı
Ya bırak goy goyu. %kaç zam alacağız. Enflasyona karşı nasıl ezilmeyeceğiz ondan haber ver.
Hiç görmedim hatta haksızlığa uğrayanlar onun umrunda bile değil onun için sendikasından istifa ettim o sadece koltuk peşinde birde okullara gelip sanki bir davası varmış gibi davranıyor
Nöbet ücreti kazanımı için ne diyeceksiniz. 3600 sizin aklınızda bile yokken imza kampanyası başlatıp meclis gündemine taşıyan kim. Siz sadece koltuğunuzu düşünen, kendi cebine girene göre hesap yapan, masada memuru satan bir sendikasınız.