Tüm bu olaylar arka planında, Bizans İmparatorluğu ile Selçuklu Devleti arasındaki gerginlik ve mücadele devam etmektedir. Alparslan, Seferiye’nin kurtarılması için planlar yaparken, aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’na karşı da tedbirler almak zorundadır.

Bu nedenle, Diyojen’in tekrar Ani’ye dönmesi ile ilgili bilgiyi aldığında, hemen ordusunu hazırlar ve Bizans İmparatorluğu’na karşı bir sefer düzenler. Sefer sırasında Alparslan’a yardım eden kişi ise, Artuk Bey’in yeğeni olan İbnü’l-Emin Bey’dir. İbnü’l-Emin Bey, Selçuklu Devleti’nin güçlü olmasını ve Bizans İmparatorluğu’na karşı zafer kazanmasını istemektedir.

Alparslan’ın yanında yer alarak ona yardım etmektedir. Leon ise Diyojen’in tahakkümüne boyun eğmek yerine, Alparslan’a sığınmayı tercih eder. Diyojen ise, bu durumu öğrendiğinde büyük bir öfke ile çılgına döner ve gerekli önlemleri almaya karar verir.

Tarihin unutulmaz kahramanlarından biri olan Alparslan, iç ve dış tehditlerle mücadele ederek Selçuklu Devleti’nin gücünü korumayı başarır ve tarihe adını altın harflerle yazdırır.