Memur sendikaları kurulduğundan beri memurlar hep hükümet yandaşı sendikalara teveccüh etmişlerdir.
Mesela 2002 yılında tek başına solu temsil eden Eğitim-Sen 149.383; milliyetçi kesimi temsil eden Türk Eğitim-Sen 125.863 muhafazakar kesimi temsil eden Eğitim Bir-Sen 18.028 üyeye sahiptirler.
2002 öncesi siyasette güç bir sol parti olan Demokratik Sol Parti’dedir. Ve koalisyonun en büyük ortağı milliyetçiliğin temsilcisi MHP’dir.
2000 öncesi muhafazakarlar, Erbakan’ın partileriyle yeni yeni palazlanmaktadır.
Bu iki yıllık süreci incelediğimizde sendika üye sayılarının da bu güç doğrultusunda olduğu görülecektir.
2002 Ak Parti iktidarı sonrası Ak Parti’nin siyasi gücü arttıkça Eğitim Bir Sen’in üye sayısının da çığ gibi arttığı görülecektir.
2009 Eğitim Bir-Sen :142.425 Türk Eğitim-Sen :155.021 Eğitim Sen:110.868
2015 Eğitim Bir-Sen :340.365 Türk Eğitim-Sen : 220.041 Eğitim Sen:127.214
2019 Eğitim Bir-Sen : 433. 787 Türk Eğitim-Sen :207.256 Eğitim Sen: 77.818
2021 Eğitim Bir-Sen : 427.386 Türk Eğitim-Sen : 213.888 Eğitim Sen: 71.642
2022 Eğitim Bir-Sen : 390.439 Türk Eğitim Sen: 223.019 Eğitim İş: 74.488 Eğitim Sen: 72.374
Tablolarda görüldüğü üzere en çok üye sayısı iktidarın gücüyle doğru orantılıdır. Başkanlık sistemine geçildikten sonra Eğitim Bir-Sen adeta ikinci patlamasını yapmıştır.
Peki iktidar lehine olan sendikaların üye sayısındaki bu artışın sebebi nedir?
Bu artış öğretmene kazandırdı mı kaybettirdi mi?
2010 yılı toplu görüşmelerinde elde edilen zam oranlarını ve öğretmen maaşlarının asgari ücret karşısında nasıl eridiğini diğer haberlerimizden incelerseniz mesele anlaşılacaktır.
Toplu görüşmelerde yetkili sendikanın dosyasında bulunan tekliflerle kabul ettiği oranları karşılaştırırsanız mesele anlaşılacaktır.
Hükümet yani İŞVEREN ve İdareci.. Sendika EMEKÇİ.. sendika, patron ve onun müdürünün yanlısı olursa fabrikadaki işçi bundan avantajlı mı yoksa dezavantajlı mı olur? Sarı sendikacının emekçisinin değil patronunun ve onun müdürünün yanında olmakta ne gibi bir çıkarı vardır? Bu çıkarı acaba emekçisinin çıkarıyla çakışır mı yoksa çatışır mı?? Bakın bir nokta var.. Normal ve makul bir sendikanın fabrika patronunun müdürünü dahi kendine üye yapmaması gerekiyor.. çünkü müdür demek patron demektir.. müdür çok meraklıysa gitsin kendine ayrı bir sendika kursun.. emekçinin olduğu ortamda müdür de üye olursa iş bir müddet sonra emekçinin sırtından makam koltuk komisyon gibi konularda baskı oluşturma hedefine dönüşür ve idare, maaşlar, mesailer, Çalışma koşulları, angaryalar, mobbingler şahsi çıkarını korumak için sendikacı tarafından patronun lehine oluşmaya başlar.. bence bir emekçi sendikası kesinlikle idareci kaydı ve idareciyi sendika yöneticisi yapmamalı..